Beyoğlu'na doğru yürüdü ana caddeye girdiğinde cadde boyunca toplanmış büyük bir kalabalığın yol boyunca Rumlara ait dükkanları yağmaladığını gördü. Bir taraftan "Yunanlılara ölüm!" diye bağırıyor her dükkana saldırıyorlardı. Kalabalık her dakika artıyordu. Ömer birden durumu kavradı eve dönebilmek için taksi aradı. Yolların insanlar tarafından kapandığını görünce Galatasaray lisesinin önünden Unkapanı köprüsüne ulaşmak için koşmaya başladı. Yol insanlar tarafından işgal edilmişti kalabalık Unkapanı köprüsüne doğru akıyordu. Ömer Tepebaşı'ndan köprüye doğru bütün gücü ile koşuyordu. Köprü başına geldiğinde önünde yürüyen insanların ellerindekileri köprü üzerine bıraktıklarını gördü. Köprüyü aynı hızla geçti Unkapanı çıkışına geldiğinde çıkışın polisler tarafından kapandığını gördü. Çıkışta bulunan polislerden biri onu durdurdu. Üzerini aradı sonra "Bu ne telaş?" diye sordu. Ömer'in "Evim Cibali'de Rumların evleri arasında" demesi ile "Geç kardeşim" diye müsaade verdi. Ömer aynı hızla İzoralara geldi kapıdan girer girmez en yakın sandalyeye oturdu. İzora'nın annesi onu öyle görünce korktu "İzora çabuk gel Ömer kötü durumda!" diye bağırdı. İzora üst kattan yüzü sapsarı koşarak indi Ömer'in yanına geldiğinde onun nefes alması normale dönmüştü. "Ben iyiyim bir şeyim yok" diyebildi İzora ile annesinin ellerini tutarak "Buraya kimse geldi mi?" diye sordu.