Aynada kravatını bağlıyordu beğenmedi. Bir maske gibi diye düşündü. Bir maske gibi. Kravatın bir ucunu aşağı doğru çekip düğüm yerini boynuna kaydırdı. Düğüm yeri oturdu boynuna boynunu sıktı. Bir maske gibi. Ve yıllar yılı azar azar... Düğüm yerini küçük bularak çözdü yeniden bağladı. İrice bir düğüm daha irice daha bir irice çöreklendi boynuna. Yüzüne kan geldi. Kırmızı kan. Damarlarda kan. Atardamarlar toplardamarlar ve bir şahdamar. Yıllar yılı azar azar... Eller kollar parmaklar sonra. İğne batırılınca pıhtılaşan kan. Şahmerdan. Ve bir şahdamar sonra ve bilekler. Ve gözler. Gözlerde kan izleri. Günden güne koyulaşan kan. Geceleri üzerine yürüyen kan.
Gece Lambalarının Işığında Çağdaş Alman edebiyatından ve Franz Kafka'dan yaptığı önemli çevirilerle de tanınan Kâmuran Şipal'in öykülerini bir araya getiriyor: Beyhan (1962) Elbiseciler Çarşısı (1964) Büyük Yolculuk (1969) Buhûrumeryem (1971) ve Köpek İstasyonu (1988).