Cevdet Paşa Tezakir'inde anlatıyor: "Ali Paşa vefat ettikte cenaze namazı Yeni Cami'de kılınıp Süleymaniye Camii'nde defn olundu. Lakin gariptir ki müezzinler birbirini yanlış anlamakla bir dürüst namaz kılınamadı. Hele camii şerif içindeki cemaat yoliyle cenaze namazını kılamadılar. Fakir dahi cami içinde idim. Cenaze kapısından çıkıp tezkiyede bulunmak üzere seğirttim. Kalabalık idi. Cenazenin yanına kadar varamadım. Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi Osman Efendi üç defa "Bu zatı nasıl bilirsiniz" deyü sordu ve arada "Büyük bir zat idi devlete çok güzel hizmetler etti" diyedurdu. Kimesne tarafından la (hayır) ve na'am (evet) bir cevap veremediler. Böyle tezkiyede süküti tam ile mukabele olunduğunu görmedik ve hiçbir tarihte vukuunu dahi işitmedik. Bir adamın beraber yaşadığı milleti içinde menfur olarak ahirete gitmesi akraba ve ahbabına ne mertebe müessir olacağı muhtacı beyan değildir.