Zaman akıp gidiyor arayışlar arayışları kovalıyordu; buluşlar da buluşları... Onu ayakta tutan şey kanıtlanmış gücü değil dizginlenmiş tutkusuydu. Kişisel hayatının sıkıntılarını büyük rüya örtmüştü. İçinde mahkûm olan o özel rüya artık hayatına da karışıyordu.
Tıpkı öfkelenen tepenin heyelan kusması gibi bu bir başkaldırıydı bu bir çığlıktı; bu doğaya meydan okumaydı... Yaradılışla yaşam arasındaki tıkanıklık hayallerini yarattı hayalleri de onu...
Oysa ki çölün kenarında doğanlar için yaşamaktan fazlasını düşünmek suçtur. Her nimetin önemine binaen bir sahibi vardır ve her nimet sahibi kadar güçlüdür; her güç nimetini kıskanır
her talip olan aynı zamanda da av olmaya çıkmış demektir.
Av ya da avcı hamle her şeydir!..