" Çevre temizliği insan ve diğer canlıların hayatlarını decam ettirebilmeleri için çok önemlidir. Herkes kendi evinin önünü temizlerse bütün mahalle ve sokaklar temiz olur. Üzerinde yaşayabilceğimiz başka bir dünya olmadığına göre bize düşen görev elimizden geldiği kadar çevremizi dünyamızı daha temiz daha yaşanabilir bir halde tutmaktır. Milletimiz temizliğe büyük önem verirdi. Onun için atasözümüzde: " Aslan yattığı yerden belli olur. " denilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında İstanbul'a gelen bir Alman Rahibi 1560 yılında yazdığı eserde: " Buradaki temizliğe hayran oldum. Herkes günde beş defa yıkanır. Sokaklarda pislik yoktur. Satıcıların elbiseleri üzerinde ufak bir leke bulunmaz. Ayrıca ismine " hamam " dedikleri ve içinmde sıcak su bulunan binalar vardır ki buraya gelenler bütün vücutlarını yıkarlar. Hâlbuki bizde insanlar pistir yıkanmasını bilmezler. " demektedir. Avrupa'da yıkanmak ancak asırlar sonra öğrenilmiştir.
1539 tarihli Edirne çöplük subaşısı'na verilmek üzere düzenlenen yasakname aradan geçen bunca zamana rağmen önemli oranda güncelliği korumaktadır ve dünyanın ilk Çevre Temizliği Tüzüğü olduğu ortadadır.
Kitap ili ayrı bölüme ayrılmıştır. Birinci Bölümde İslam Çevre Hukukunun esaslarını kısaca özetlenmiş. Sadece teorik değil uygulamaya yönelik furu-ı Fıkıh kitapları da değerlendirilmiş. İkinci bölümde ise Çevre hukuku ile alakalı hukuki esaslar özetlendikten sonra dünyanın ilk çevre Nizamnamesini ayrıntılarıyla incelenmiş ve çevre ile alakalı Osmanlı Devletindeki kurumları anlatılmıştır.