Düziçi Folklor Kitapları serisinin birinci kitabı Çukurovalı Karacaoğlan idi.
Serinin bu ikinci kitabında Düziçi-Çukurova folklor derlemelerinden bir kısmını derlenme maceralarını ve bunlara ilişkin bazı yorum ve denemeleri bulacaksınız.
Düziçi-Çukurova folklor ürünlerinin bu kitap cesametinde onlarca kitaba bile sığmayacağı bilinmelidir.
Yerin altını kurcalamak (=arkeoloji) ile folklor derlemek (=türkü çağırtmak) bizi aynı yere çıkarıyor: Geçmişte geleceği aramak!
Geçmişten; çoban yıldızınızı dağlarınızı turnalarınızı ve türkülerinizi muhafaza edebildiyseniz "bir gün memleketin bütün tersaneleri işgal edilmiş bütün kaleleri zapt edilmiş" olsa bile "ilelebet pâyidâr kalabilir" her zaman -yeniden- Ergenekon'dan çıkabilirsiniz!
***
Onlar türküleri "Davut gibi âleme salıp" gitmişler! Bizlerin hissesine düşen ise bilenlere bu türküleri çağırtıp onları kayıt altına almak!
Zira bir Türk atasözü "kalemin yazdığını nacak silemez!" diyor. Ne var ki herhangi bir türküyü 'kitaba yazdım' diye asla sevinemezsiniz!
Önce türküyü dinlersiniz sonra yazıya aktardığınız metni tekrar okursunuz. Türküde dinlediklerinizi yazdığınızda arar durursunuz. Yorulursunuz ve neden sonra: "Eller dosta yazmış arzuhâlini / Benimkini ürüzgâra yazmışlar" deyip yeniden türküyü dinlemeye koyulursunuz.
Türkü çağırtmak böyle meşakkatli ve hüzünlü bir iştir vesselâm!