Ünlü sanayici Sakıp Sabancı özel hayatının ve iş hayatının ayrıntılı bir hikayesini anlatıyor. Sakıp Sabancının anlattıkları çağdaş bir "masal" çekiciliğine sahiptir. Doğumu Cumhuriyet'in onuncu yılına rastlar.

1933 Adana'sında hamallıkla işe başlayıp küçük ticaret girişimleriyle kalabalık ailesini tek katlı kerpiç bir evde barındırıp geçindiren çalışkan bir Kayserili köylünün oğlu olarak dünyaya gelmiştir ve tam 52 yıl sonra bugün devlete her gün 260 milyon lira vergi ödeyen büyük bir sanayi grubunun başındaki adam olarak her sözü her hareketi kamuoyunda "olay" ve "haber" değeri taşımaktadır. Hamal Hacı Ömer'in "Ben artık harcamaya gücümün ve zamanımın yetmeyeceği ölçüde para kazanıyorum ben para kazanma zengin olma hevesini çoktan bıraktım ben aile gücümüzü ülkemizin ve milletimizin her alanda büyüyen potansiyelinin bir sembolü olarak görüyorum" diyen oğlu gözlerimizin önüne hayatının sırlarını ve sanayi hayatımızın kapalı yanlarını sermektedir. Hikayesinin içinde tanıdığımız bildiğimiz pek çok askerin politikacının bürokratın işadamının hikayeleri de vardır. Ekonomik gücü arttıkça önünde her kapının açıldığı bir masal prensi hayatının bütün ilginç olaylarını bir "itiraf" açıklığı ve sıcaklığı ile bizlere anlatmaktadır. "Niçin?" diye sorulunca da şu açıklamayı yapmaktadır:

"Yüreğimde büyük bir minnet duygusu var. Hacı Ömer ve oğulları Tanrı'nın eşsiz hazinesinden o kadar çok şey aldılar ki bir şeyler yapıp borcumuzu mutlaka ödemeliyiz.
Yaptıklarım bana yetmiyor yüreğimi de açmak istiyorum. Günahım ne sevabım ne bilinsin."

Bu yazılarda anlatılanların nasıl bir açık yüreklilikle söylendiğine kitabı okuyup bitirdikten sonra siz karar vereceksiniz."

10 Ağustos 1985
Hürriyet Gazetesi