Osmanlı Devleti'nin ödeyemeden altında ezilerek çöktüğü borçlar bu devletin parçalanan toprakları üzerinde kurulan devletlere paylaştırdığı gibi %70'e yakın bir bölümü Türkiye'nin üzerine yıkılmıştır. Lozan Antlaşması'nın en önemli konularından biri olan bu borçlar Lozan'da çözüme bağlanamamış ayrı bir komisyonla sonradan hakeme tevdi edilmiş İmparatorluktan toprak alan devletlerin ödeyeceği miktarlar sonradan belirlenmiş Türkiye üzerine düşen borçlar açısından bu sorunla 1950'li yıllara kadar uğraşmıştır.
Politik olmamak kaydıyla söylenebilir ki Osmanlı Borçları sürecinden gümrük duvarlarını açan açık bütçeyi prensip haline getirmiş dış borcu kamu açıklarının kapatılmasında bir yol olarak gören sonra da yeni krediler alabilmek için IMF gibi kurumların önerdiği programları harfi harfine uygulamak zorunda kalan yöneticiler için alınacak ibretli dersler vardır. Akif'in deyişiyle: ibret alındığı takdirde tarih tekerrür etmeyecektir. Temennimiz de bundan ibarettir.