İslam Çupi'nin 1957'den 1981'de başlayan Milliyet dönemine dek yazdığı yazılardan leziz bir güldeste... Her biri drama tadındaki maç hikâyeleri dönemin spor yıldızlarının ve parlayan takımlarının portreleri dünya futboluna dair gözlemler... Futbol ve spor ortamı hakkında taşlamalar... Ve tabii eski İstanbul sahneleri...
"1949'da Eyüp'ün sıcak akmayan duşu bir kâse buz olarak başıma geçti.
Kendime göre incelikler iliştirdiğim forvet oyunuma yapışan kalın tekmelerin izleri bir batıp bir çıktı ayaklarımda... Arnavudun lâhanaları üstünde oturup takıma taktik veren Duble moruğun bu galibiyetlerden sonra düzenlediği tatar böreği partileri öteki maçlar için çocuklara bir havyar kalorisi verirdi."
"Her tarafına bir eroinman dalgınlığı tırmanan kır saçlı adam hâlâ skor tabelasına bakıyordu. Aradaki iki fark rakamlarla ifadelendirilen futbol için normaldi. Onun tek 'göz isyanı'; sadece bu çift sayının arzu ettiği haneye yerleşmemiş olmasında toplanıyordu."
"İçerde mesut insanlar fotoğrafnamesi var. Soyunanlar yaşama heyecanını ve sevinçlerini takunya tıkırtıları arasında tesid edenler mevcut. Bu on bir gencin ter amatör ruh ve fizik mücadele içinde kazandıkları bu müstesna başarıyı; buselerle ödemeğe kalkan kravatlı adamlar görülüyor. Mühim değil bu sahneler..."
İslam Çupi spor ve futbol yazarlığında kendine mahsus bir kalemdir. Onun yazarlık üslubu "futbol sadece futbol değildir" deyimini doğrular: Sadece oyunla ve ortamla ilgili analizleri için değil bizzat edebi tat uğruna okunacak bir yazardır.
Futbola estetik değerler yüklemeye çalışarak sevgiyle muhabbetle bakan bir yazardır.