Günümüz toplumlarını en tanımlayıcı kavramlardan biri medya. Medya bir tartışma toplumsal buluşma bir güçler mücadelesi ortamı. Kimizaman ise medyanın kendisi bir tartışmanın konusu oluvermekte. Hatta bazen medya sayfalarını ekranlarını yayın frekanslarını yine konusunun kendisi olduğu tartışmalara açmakta. Medyayı bu kadar çok tartışırken eleştirirken öfkelenirken onsuz da bir türlü yapamıyoruz. Onsuz geçen günlerimizi eksik geçen günlerimiz hanesine hemencecik işliyoruz. Mutsuz oluyoruz dünyanın hayatın dışına itilmiş gibi hissediyoruz kendimizi.
Medya cansız bir varlık. Renksiz bir ortam. Ruhsuz bir vitrin. Onu canlı kılan onu renkli yapan ona ruh veren ise gazeteciler. Gazetecilerin elinden çıkmış haberler objektifinden fotoğrafa düşmüş hayattan kareler onların sesleri yorumları tavırları medyayı ete kemiğe büründüren unsurlar olsa gerek. Bundan dolayı gazetecilerin mesleki pratikleri kendi aralarında ki ilişki biçimleri hayata bakışları işverenle olan ilişkileri siyasal tercihleri önemli. Çünkü medyayı medya yapan belki de bunlar değil ama bütün bunların ağırlıklı olarak belirleyici olduğu bir ortam.
Elinizde tuttuğunuz bu kitapta bütün bunlardan dolayı iletişim kavramı ele alınmakta bunlardan dolayı gazeteci kimdir sorusunun peşine düşülmekte haber nedir sorusu bu kadar önemsenmekte. Bütün bu anlatılanlardan dolayı medya ortamını biçimleyen sermaye yapısının bir fotoğrafına ulaşılmaya çalışılmakta. Eğer sizde bütün bunları merak ediyorsanız sadece bu arka kapağı okumakla yetinmeyin. Okumaya ön kapaktan başlayın. Eğer merak etmiyorsanız da ayak üsttü bir kitapçı da sayfalar arasında şöyle bir dolaşıp soluklanabilirsiniz. Hem kim bile bilir bu soluklanma süresi sizin düşüncenizin değişmesine de yardımcı olabilir.