Kapının arkasında eğilmiş gözü delikte bütün bu konuşulanları dinlemekte olan Ebu'i-Atahiye büyük sırrı öğrenmeye başlamıştı. Bacakları titriyor birisi duyar yakalanırım korkusuyla nefes bile alamıyordu. Bu sözleri söyleyen ve kardeşi hakkında şikayetçi olan kadının kim olduğunu anlamıştı. O halife Harun Resifin kız kardeşi Abbase Sultan'dan başkası değildi. Ebu'l-Atahiye hafızasını yokladı olayı kendisine anlatmışlardı.
Emİru'l-Müminin Harun Reşit veziri Cafer'i çok seviyordu. Onun sohbetinden çok hoşlanıyor ve onunla arkadaşlık yapmaktan bir türlü vazgeçemiyordu. Onun zekasını ve dirayetini çok takdir etmişti. Fakat halife kız kardeşi Abbase Sultan'ı da çok severdi. Abbase çok zekî hareketli hazır cevap ve güzel konuşan bir kızdı. Her konu hakkında güzel fikirler söylerdi. Harun Reşit onu da yanından ayıramazdı. Bu durum çok can sıkıcıydı. Çünkü halife aynı sohbet meclisinde kız kardeşi ile vezirini bir araya getirmiş olsa en basit görgü kurallarım ayak altına almış olurdu. Bu nedenle Harun Reşit birinden de öbüründen de mahrum kalmamak için Abbase Sultan'la Cafer'i nikahlamaktan başka bir çıkar yol bulamamıştı. Fakat Cafer kölelikten azat edilmiş olduğu için evlenmenin gerçekleşmesi de mümkün değildir.