Bu yıllar öncesi toplumun koşullarına Atatürk'ün metodolojisi ile çareler soruşturulmuştur.
Bugün eğer bazı yargılar eskimiş; varılan bazı sonuçlar yeni biçimlere bürünmüşse doğaldır! Ulaşacağınız yer davrandığınız yere göredir!. Yoksa Atatürk metodolojisinin yanılma payı yok denecek kadardır!
Atatürk'ün Devlet değerlendirmesi; Devletin toplumu yönetip yönlendirdiği gerçeğine dayanır. Demokrasi'yi. -Batı gibi- toplumun Devleti oluşturup yönetmesi biçiminde değil; Devletin halkın rızası ile (seçim) toplumu yönetmesi biçiminde algılamıştır. Gerçi bu düşünce Batı'nın Demokrasiye koyduğu modele uymaz ama sınıfsız Doğu toplumlarının tamamına uygun düşer! Bugün (1998) içinde çırpındığımız sosyal ve politik çalkantının kaynağı Türkiye'de uygulanan "çoğulcu ve katılımcı Demokrasi" modelidir. Sınıfsız bir sosyal ortamda sınıflı toplum modelinin işleme konulması kargaşadan başka bir sonuç vermesi beklenemez!
Dün olduğu gibi bugün de sıkıntımız Atatürk Metodolojisinden uzak düşmemizdir! Köprüden geçeceğimize körfezi dolaşıyoruz.
İsmet Bozdağ