Batıda aydınlanmanın sağladığı olumlu sonuçları ve Fransız Devrimi'ni daha öğrencilik yıllarından itibaren çok iyi bilen Ulu Önder Mustafa Kemal cumhuriyet terimini ulus egemenliğine dayanan ve demokrasiyi içeren bir kavram olarak algılamaktaydı. I. Dünya Savaşı sırasında Mustafa Kemal Kâzım Özalp'e bu konuda şunları söylemişti:
"Bu hanedandan ülkeye hayır yoktur. Diktatörlük ulusları mutlu ve gönençli kılmaz. Devletin esasını Cumhuriyet ilkelerine göre hazırlamak gerekir."
Mustafa Kemal 27 Eylül 1923 tarihinde Neue Frei Prese'ye verdiği demeçte yürürlükteki Anayasaya göre egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğunu yürütme gücünün de ulusun tek ve gerçek temsilcisi olan TBMM'nde toplandığını belirterek bu durumun tek bir sözcükle "Cumhuriyet" diye özetlenebileceğini söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal Atatürk baştan beri düşün-düğü rejimin ismini de 29 Ekim 1923'te kabul etti. Artık 23 Nisan 1920'de kurulan Yeni Türkiye Devleti'nin ismi "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" oldu.
Bu kitap'ta Cumhuriyete nasıl gelindi onun anlatımı bulunmaktadır. Kitap on beş bölümden oluşmakta ve sonunda da genel bir kaynakça yer almaktadır