Uluslararası sermayenin yöneldiği ülkelerde ekonomik-politik dengenin (istikrarın) sağlanmış olması büyük önem taşımaktadır.
Bu nedenle sömürge ülkeler uzunca yıllar süresince diktatörlükler/açık faşist rejimler tarafından idare edildiler. Bu faşist rejimler yerli ve yabancı sermayeye en uygun koşulları yarattılar.
Türkiye bu faşist askeri rejimleri neredeyse belli periyodlarda yaşadı. Bugün de bu askeri darbelerin sert/baskıcı yöntemlerle düzenlediği politik/hukuki zeminde yaşamaya devam ediyor.
Bu yönetimler kendi halklarının aleyhinde emperyalist yatırımları ülkelerine çekmek için kimi zamanlarda "durumdan" fazlasıyla "vazife çıkarıp" yabancı yatırımların olduğu fabrikalarda çalışan işçilerin ücretlerini ödemeyi dahi göze aldılar. Bu tür askeri yönetimler/diktatörlükler özellikle altmışlı yıllardan itibaren sistematik olarak "anti-komünist" kampanya etrafında dünya genelinde bir eğilim halinde yaygınlaştı.