Vahiy insanı özüne döndürür. Özünde iyi olan insan zamanla saptırmış kendine karşı yabancılaşmıştır. "Zikir"; yani hatırlatma olan Kur'an insanı yeniden doğru yola iletir onu kendi kendisiyle barıştırır.
Mü'min kendini bulan kimsedir kendisini bulmuş kimsedir. İmanı bir madalya gibi şerefle taşıyor muyuz yoksa Müslümanlığımızı utanılacak bir şey gibi bir ayıp gibi mi taşıyoruz? İmanımızı en büyük bir imkan mı biliyoruz yoksa imanımız olduğu halde "İmkanım yok" mu diyoruz?
Kur'an imandan sonra en çok iki şey üzerinde durur:
Namaz ve İnfak; Zekat ve Sadaka.
İktidarda olmayan imanımızla övünmemiz boşunadır. Eğer iman kalbinizde taht kurmamışsa beden ülkesinin başkenti olan kalpte / gönülde imanın iktidarı hüküm sürmüyorsa oraya şeytan hakim ise diğer organlar; (eller ayaklar gözler ve kulaklar...) şeytanın yolunda gidiyorsa yazıklar olsun bu imanımıza!
Çünkü;
Şeytanın sorunu Allah'ı inkar etmek değil
Allah'ın hükmüne; emir ve yasaklarına boyun eğmemektedir. Buna rağmen Allah onu kafir olarak tanımlıyor. Demek ki; Allah'ın hükümlerine; emir ve yasaklarına isyan da ısrar inanç / iman mevcut olsa bile kişiyi kafir yapabilir.