"İstemiyor musun?" diye sordum. "Nasıl isteyeyim ki? Yüzünü bir kere bile görmemişim" dedi. Diğer gelinin köyüne gittim; onunla da görüştüm. O da istemiyordu. İşte bu iki gelin abilerinin berdeli ve birbirlerinin bedeli olarak istemedikleri erkeklerle evlenecekti. Değiştirme vakti yaklaştığında gelin ağlamaya başladı. Onunla birlikte bütün kızlar da. Abasını duvağını zar zor giydirdiler. Abisi geldi son kez sarıldı...
Çok eski ve yaygın bir evlilik töresi olan berdel kızların iki aile arasında değiştirilmesine dayanıyor. Zamanın ve mekânın kendi koşulları içinde oluşmuş. Şimdi hızla değişen koşullara rağmen berdel geleneği sürüyor. Kimi zaman bozularak ve tabii çözülerek.
Berdel sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya has bir şey değil; eskiden Batı Anadolu'da da görülüyordu. Dahası dünyanın çeşitli kültürlerinde benzer uygulamalar var. Berdel ortak kaderler yaratan evlilikleri ve hayatları bir zincirin halkalarına dönüştüren bir töre. Sadece evlilikleri değil akrabalık ve dayanışma sistemlerini de belirliyor ve etkiliyor; örneğin çiftlerden birinin ayrılması halinde töre gereği diğer çift de ayrılmak zorundadır.
Şebnem Eraş 8 yılı kapsayan çalışmasında berdeli sosyolojik bir olgu olmanın ötesine taşıyıp kişisel hikâyelerin izini sürerek anlatıyor. Şebnem'in fotoğrafları bu hikâyelerdeki hayatlara yakınlaşmanızı sağlıyor.