"Bazen eski bir çeyiz sandığını açtığımızda onun kapağına işlenen şehrin siluetinde cami ve kilisenin birlikte resmedildiğini gördüğümüzde bizden öncekilerin sahip olduğu bir şeyleri kaybettiğimizi hissediyorduk; bazen de bugün bize "yabancı" olan dillerle Ermenice ve Osmanlıca yazılmış bir çeşmenin kitabesini birileri bizim için okuduğunda.
Kaybettiğimiz hazine siyaset ve hukuk terazisiyle ölçülemeyecek kadar değerliydi.
Bu çalışma geçmişe hep ihmâl edilen bir pencereden bakmamıza ve hatırlamamıza katkı sağlıyor. Ermenilerle Türklerin ortak tarihinin sadece kötü sayfalardan ibaret olmadığını acısıyla tatlısıyla bin
sayfalık bir romanın felaketin damgasını taşıyan son yüz sayfasına indirgenemeyeceğini gösteriyor.
Bu yönüyle elinizdeki çalışma barışa katkısının yanında bütün bu yaşananlara rağmen bin sayfalık o kitabın bitmiş sayılmayacağı umudunu da pekiştiriyor".