Modern felsefe de modern herşey gibi özsel olarak geleneğe tepkidir; böylece kendinde gelenektir çünkü gelenek modernizme dışsal değil tersine onu o yapan karşısav onun varlık nedeni özsel doğasıdır: modern ancak geleneksel karşısında moderndir; bu yüzden modern felsefe dolaysızca tepkiseldir koşulludur özgür düşünme değildir. Avrupa'da Ortaçağı sonlandıran evrensel ussal tepki (Aydınlanma Devrimler Doğa Bilimleri Reformasyon) usdışı ortaçağ geleneğine (Boşinanç Bilgisizlik Feodalizm Katolik Kilise) karşıyken özel olarak felsefe alanında bu karşıtlık Skolastizme yöneliktir ve (eğer Descartes'ın başlattığı ussalcı çizgiyi parantezlersek) ilk olarak felsefe adına ilen sürülen ıvır zıvıra haklı olarak güvenmeyen görgücülüktür. Açıktır ki ikincisi tıpkı birincinin felsefe olması ölçüsünde felsefe ile ilgilidir; ama birinçinin felsefe tarihinde üzerinden atlanacak bir safsatalar süreci olması ölçüsünde yalnızca boş bir uğraştır. Görgücülüğün algı çevreni fiziksel-olmayandan metafizikten duydugu kuşku tarafından belirlendiği için felsefeye salt karanlık bir imgelemden kaçınma dürtüsüyle yaklaştığı ve güvenilir biricik destek noktası olarak duyulur olana ya da özdeğe sarıldığı için bu dar duyusal perspektifte kurgul felsefeyi de göremez ya da yine de gördüğünde diretirse klasiksel ya da kurgul olanı bir kez daha kendi görgücü terimlerine indirger orada duyulara büyük bir haksızlık yapıldığını ve düşüncesi ya da tinsel olanın duyusal ya da özdeksel olanı yarattığını ileri sürüldüğünü imgeler.