İçinde bulunduğumuz küresel kriz hakkında çok şeyler yazıldı ve söylendi. Ama hiçbir açıklama bu ve daha önceki krizlerin gerçek nedeninin sermaye birikimi sorunundan kaynaklandığı noktasına değinmedi. Görüldüğü kadarıyla sermaye birikimi sorunu Adam Smith'ten sonra Karl Marks'ta kilitlendi ve 20. yüzyılın başlarında birkaç iktisatçının dışında hemen hiç kimse bu tabuya dokunma cesareti göstermedi. Marks'ın Das Kapital'de savunduğu sermaye birikiminin kapalı bir sistemde gerçekleşebileceği tezini ilk olarak eleştiren ve bunun mümkün olmadığını iddia eden Rosa Luxemburg'tur. Luxemburg "Sermaye Birikimi" adlı eserinde çok doğru olarak sermaye birikimi için zorunlu olan artık ürünün realizasyonunun kapalı bir sistemde gerçekleşemeyeceğini öne sürmüş ancak bu doğru tespitten yola çıkarak ütopik bir yaklaşımla süreç içinde giderek kapalı bir sisteme dönüşecek olan kapitalist sistemin sermaye birikimi gerçekleştiremeyerek kaçınılmaz olarak çökeceği sonucuna varmıştır.