"Bu kitap insan düşüncesinin ufuklarına doğru yapılan gizem-li bir yolculuğun öyküsüdür. En eski mitolojik anlatılardan gü-nümüz sanat ürünlerine dek yaşamı ve insanı konu alan onlarca başyapıttan damıtılmış bir sevda öyküsü. Buna insanın varolma sevdası da denebilir. Zor acılı keyifli alaycı içtenlikli onurlu korkusuz ve şiirsel bir dille anlatılmış bir öykü... Ya da şöyle diyelim: İnsana varolma sanatını insanca anlatan bir insanlık manifestosu.
Bu kitabı okurken Yunus'un yanık sevdalı sesini duyacaksı-nız Prometheus'un yaktığı insanlık ateşiyle aydınlanacak Apollon ile aşkın umarsız yalnızlığını duyumsayacak ve Ni-etzsche ile uçurumlara yuvarlanacaksınız. Sonra Miller'ın Satıcı-nın Ölümü adlı ürünüyle gerçekte ölenin hepimizin içinde yaşa-yan pazar karakteri olduğunu hissedecek Tolstoy'un Spinoza'nın Sokrates'in onurlu yaşamları ve sevgi dolu sesleriy-le ürperecek Kafka ile soğuk ayrıksı duygularla sarsılacak Dostoyevski ile içinizdeki insanın avazı çıktığı kadar bağırdığını duyacaksınız. Sakın susturmayın içinizde konuşan o gerçek insa-nın sesini. O size yeraltından yani insanlığın unutulduğu ve insanın "yurtsuz" olarak yaşadığı gerçek dünyadan söz edecek. Kendini arayan insanın en çocuksu en bilgece en dokunaklı sesidir onun sesi... Chaplin ile gülerken Fellini ile kanınızın donduğunu hissedeceksiniz. Balzac sizi acı acı düşündürürken Buddha o bilge bakışlarıyla size sessizliğin diliyle seslenecek.
Bütün bunlara hazırsanız (ki bu sözün anlamı insan olma gerçeği ile yüzleşmek istiyorsanız demektir) okuyun bu kitabı. Yoksa size ağır gelir kalkamazsınız altından. Çünkü zor iştir insanca yaşamak ve varolmak. Sevgiyi yitirmiş yaşamın gayya kuyusuna düşmüş tüketim toplumunun tükenmiş insanlarına göre değildir bu kitap. Özetle baştan aşağı insan olma sevdasını anlatmayı amaçla-yan bu kitap sizi bütün zamanlarda ve kültürlerde yeni bir kim-likle yolculuk yapmaya çağırıyor. Bugünü daha iyi anlamak ve insanca yaşamak için felsefe psikoloji kamu yönetimi antropo-loji sosyoloji gibi disiplinlerin prizmasından roman şiir deneme hikâye film mitoloji vb. sanat ürünlerini üstelik onlarcasını bir arada yeniden yaşamak ister misiniz? Dağların doruklarından denizlerin deri nliklerine düşmek ister misiniz? Kanatlanıp uçmak yaşadığınız dünyayı örneğin bir de O. Wilde'in Mutlu Prens'i gözüyle görmek ister misiniz? O arada içinizde bir yer kanarsa sakın bastırmayın; bırakın kanasın o insanı var eden tek şeyin yüreğin yarasıdır. Kahkahalarla güleceğiniz bölümleri okurken de gülmemezlik etmeyin lütfen. Çünkü gülmek ağlamak kadar doğal ve insani bir tepkidir.
Bütün bunlar her şeyden büyük olan tek şey adına sevgiyle yeniden aydınlanarak insanca varolmak içindir. Sizce yaşamak buna değmez mi? Bunun için de insanı o unutulmuş topraklarda aramak ve onun sevgi dolu özünü yeniden keşfetmek zorundayız. Başka türlü yaşayamayız. Üstelik içinde yaşadığımız teknoloji faşizmi bizi her gün daha çok kirletiyor ve bu insanlık arayışını içinden çıkılmaz bir labirente dönüştürüyor. Evet tam şimdi yarın değil hemen şimdi. Lütfen ayağa kalkın ve gücünüzün yettiği kadar direnin avazınız çıktığı kadar bağırın. İçinizdeki insanı konuşturun artık. Göreceksiniz dağ pınarları gibi çağlayacak çoğalacak ışıldayacaksınız ve en azından kendinizi kurtaracaksınız ki bu kendimiz ve insanlık adına yapabileceğimiz en büyük iştir. İçinizdeki çocuğun "Kral Çıplak" diye bağırdığı an yüreğiniz başka yüreklerde atmaya başlayacak sesiniz başka seslere karışacaktır ve dünyada sevgi adına yaşayan insanların da hâlâ var olduğunu göreceksiniz.
Bu kadarını esirgemeyelim birbirimizden olur mu?