Modernizmin kuşatması altındaki bir dünyada kendini yeniden tanımlamak zorunda kalan müslüman kadın ne olması ve ne yapması gerektiğine ilişkin birçok soruya cevap verme zaruretiyle yüz yüze gelmektedir. Modernist kültürün kadın konusunda müslümanlara yönelik baskısı hayatının hemen her alanında müslüman kadının karşısına çıkmasıdır. Modernizmle din arasında süren çatışmada müslüman kadın gerek görünümü gerekse kişiliğinin mihveri önemi sebebiyle ilk hedef haline gelen öznedir. İslam'a saldırmak isteyen her batılı öncelikle İslam toplumunda kadının rolüne hücum eder. Bu çatışmada müslüman kadının öne çıkmasının ikinci bir nedeni dini ölçüler olarak sunulan geleneksel veriler yüzünden onun modernizmle gelenek arasında kendisini yeniden tanımlama ihtiyacını hissetmesiyle ilgili olmaktadır. Tabiatıyla bu tanımlama ihtiyacı müslüman kadının ait olduğu çevresi için de geçerlidir.