Muhsin Bey göz kapaklarının isteksizliğine inat yavaş yavaş açıp kapamaya başladı gözlerini. Halsiz bakışlarla etrafını gezinmeye koyuldu. Önce Erhan Bey'le göz göze geldiler. Daha sonra da İsmail'le... Diğer iki arkadaşlarında bir hareket yoktu. Yığılıp kalmışlardı mevt-alud başuçlarına. Muhsin Bey onların durumunu öğrenmek amacıyla eliyle onları işaret etti. Erhan Bey durumu anladığından yöneltilen soruyu olumsuzlarcasına başını yavaşça sağa sola salladı. Onları kaybetmişlerdi.
Üşüyorum... "Bir gerçeğin hikâyesi..."