Güneydoğu'da yaşanan gerçek bir hayat hikâyesi... Köyün en güzel kızı Semira ile köyün yağız delikanlısı Hasan'ın destansı ve bir o kadar da trajik aşk yolculuğu.
Kader bu gençlere farklı bir alınyazısı sunmuştu.
Semira ailesi tarafından hiç sevmediği köy ağasına ailesinin borçları karşılığında satılmak isteniyordu. Köy muhtarı olan babası parayı kızının mutluluğuna tercih etmişti. Semira'nın çığlıkları isyanları hapis olarak kaldığı dört duvar odasından öteye geçemiyordu.
Semira'nın tek suçu 'sevmek'ti. Dinmek bilmeyen gözyaşları ile başlamıştı ve hiç bu kadar acımasız olmamıştı: aşk.
Bitmek bilmeyen ayrılık türküleri...
Kan davaları...
Aşiretler arası ölümcül kavgalar...
Törenin ortaya çıkardığı yazgı; tüm ibretliğiyle akıcı bir üslupla okuyucuya 'Semira' ile sunuluyor.