Merhum Faruki'nin tevhid akidesinin bir dini tecrübe ve bir dünya görüşü olarak düşünce ve hayata yansımasını incelediği bu eser bir "ıslah" ve bir "yeniden inşa" ihtiyacını dile getiriyor. Toplumsal düzenden ekonomiye dünya barışından estetiği dek birçok alanda tevhidin nasıl bir düzenleyici ilke olarak anlaşılması gerektiğini ortaya koyan Faruki'ye göre "Müslüman'ın yeniden inşası Prometeci Batıdaki gibi meydan okuma ve fetih hareketi değil sadıkane bir teslim olma hareketidir. Böylece Müslüman üçlü bir engellemeyle karşı karşıyadır: Doğadan faydalanırken kendi iktidarına karşı; başarırsa gücüyle gururlanmasına karşı; ve başarısızlığa uğrarsa çaresizlik ve yeis trajedisine karşı."