Aşkımız altı hafta sürdü. Ateşli günlerimiz derin mavi gecelerimiz oldu. Öğretim yılının sonuna kadar belki biraz daha geç; yani büyük tatilin başlangıcına kadar süren aşkımızın üstünü Kudüs'ün üstünü de örten geniş bir yaz mevsimi örttü. Bu arada bize ne komik isimler takılmadı. Hakkımızda ne hikayeler uydurulmadı ne insafsız fıkralar anlatılmadı...Ama biz aşkımız devam ettiğimiz sürece bunların hiçbirini önemsemedik. Günün birinde ayrıldık. Ama bu ayrılığın gerekçesini burada açıklamayacağım. Zaten bu öykünün girişinde zaman geçtikçe dünyada her şeyin değiştiğini yazdım. Aslında benim öykümün amacı bu olabilir ve bu öykü kısaca şöyle özetlenebilir. Günün birinde bana bir bisiklet armağan edildi. Ben onu bir elektrikli trenle değiştirdim. Treni de bir köpeke değiş kotuş ettim. Bu sürüveni izlerken bir kalemtıraş buldum. Onu da aşkıma feda ettim.