İlk kitabı Kenarda ile tanışmıştık Ayhan Geçgin'in hiç de "tipik olmayan" evreni ile. Yerini bilen kendini açmayan kararlı ve şaşırtıcı bir ilk kitaptı. Gençlik Düşü ile devam ediyoruz:
Hem bu yanımda taşıyıp durduğum felaket duygusu da nereden çıkıyordu? Evet korkuyordum. Nereye baksam az sonra gerçekleşecek korkunç bir şeyi görüyordum telafi edilmez bir yıkım geri dönülmez bir felaket? Ama zaten gördüğüm bir felaket sonrasının kalıntıları değil miydi? Yoksa kendi yıkımımın ön sezisi miydi bu gerçekten geçilmemesi gereken bir sınırı geçmek üzere miydim? Zorunlu muydu bu kaçınmak olanaklı değil miydi? Yoksa şimdi yaşadığım bu sürüp giden boyuna yinelenen... felaketin ta kendisi bu muydu? Olmuş olup duran ama olup durmasına rağmen başa hiç gelmeyen: yavan felaket yavanlaşmış felaket.