Koyunlar "çağdaş egemenlerin" bıçağına boğazlanmak için özgürce yatsın... Hazin yanık bir sesle inlesin. Ağıldan ahıra.. mezbahaya yitsin silinsin.
Uşak çıngırağı zangoç çanları çalsın. Efendiler toplansın. Kurbanlıkların adakların kanları kadehlere doldurulsun. Deriler yüzülsün kafalar ütülsün.
Beyin salataları kavurmalar Avrupaî sofraları süslesin. Boynuzlardan koleksiyon yapılsın. Yağlı kuyruklarla o biçim eğlenilsin. Kellelerle gönül gezdirilsin.
"Yağız koçlar" siyasî zilli masalarda dans etsin; er göğüslerine euro takılsın; müzik hızlansın geriler nazikâne yiğitçe sallansın.
Vazifeşinas tıkır keçiler kasap kapılarında oynak: "Ben ayrılmam" diye ayak diresin.
Devrandan; isimsiz kesimlik boynu bükük sürüler geçsin gitsin...
Gözü bağlanmış bir kara kuzu daha dünyaya gelsin.
"Yeryüzü tacirleri" hunharca sevinsin. Birileri doymazca biraz daha kan emsin.
Mürebbiye Angel/Engel; bebeklerin kulağına aynı bildik ninniyi söylesin:
"Me meee! Meee.. M(ee) kuzum m(eeee)!"