Saraybosna: Kuşatma altında bir kent
Havan topları düşerken ve keskin nişancılar ölümcül işlerini sürdürürken bir çellist penceresinin önünde oturup Albioni'nin Adagio'sunu çalmaktadır. O sırada bir bomba aşağıdaki sokak ta ekmek almak için kuyrukta bekleyen insanların üzerine düşer ve yirmi iki kişinin ölmesine neden olur. O günden sonraki yirmi iki gün boyunca her öğleden sonra çellist viyolonselini bombanın düştüğü sokaktaki çukurun yanına taşıyacak ve ölenlerin anısına orada Adagio'yu çalacaktır. Steven Galloway'ın şimdiye kadar 18 dile çevrilen "Saraybosna'nın Çellisti" romanı işte bu yirmi iki günü kentte yaşayan üç farklı kişinin gözünden anlatıyor. Keskin nişancılıkta özel bir yeteneğe sahip genç bir kadın olan Arrow çellistin hayatını koruma görevini ediniyor. Duyarlı ve son derece sürükleyici bir roman olan "Saraybosna'nın Çellisti" yıkılmış bir kentin cesaretini yeniden canlandırıyor. Hayatta kalmaya nefret etme eğilimi taşımaya ve nefret etmeyi reddetmeye korku ve acıların üst noktalarda yaşandığı bir zamanda insan ruhunun sebatına dair bir hikâye.