"Masadaki toplu iğne kutusu gözüme çarpıyor. Kâğıtlara dokunmuştum ama iğnelere dokunmuyorum. Biliyorum elime batacaklarını..."
Yeni öykü kitabında insanları izlemeye devam ediyor Oğuz Dinç. İşten ayrılan kadın boynu tutulan adam sıcak bir mahalle kavgası arkadaşlıklar aşk ve ölüm...
Yazar bize kuytu köşelerdeki değil meydandaki hayatları sunuyor; vapurdaki sokaktaki mahalledeki... Çok yaşanan ama altları yeterince çizilmeyen yaşantılar anlar anılar... Saygılı bir mesafeden bakıyor genelde Dinç çok yorumda bulunmadan berrak içten ve sevecen bir gözle... Öykülerinde mutlu yaşantılarla zor zamanlar yan yana geliyor iç içe geçiyor.
Bu öykülerde hayatın toplu iğnelerine dokunmuyoruz belki ama gözlerimizi kaçırmak da mümkün olmuyor. Aslında yeterince bakınca belki batmış kadar oluyor o toplu iğneler...