Altı yıl aradan sonra kendimi sana mektup yazarken buldum. Şimdi de sen uzaklardasın. Şu an içimden sayfalar dolusu yazmak geçiyor. "Öyle özledim ki döksem orta yere kelimelerimi yeni sözcükler türetsem taksam cümlelerimi güvercin kanadına" diye düşündüm "Can dostum!" desem "Snde özledim mi beni yoksa aramıza kara kediler mi girdi?" diye sorsam... Zira epeydir mektuplarım adressiz kaldı.
Nasılsın? Suçlu aramak gerekirse sadece ben değilim. Çoktandır senden haber alamadım. Eminim ki yurtdışında benim yaşadıklarımın benzerini ya da daha beterini yaşıyorsun. Olsun alışırsın. Ben bile alıştığıma göre...
Sana kendimden söz etmeliyim. Bütün hayatım; eşim işim ve iki çocuğum... Birde çocuk bakıcımız var. Hayatımızdaki yeri ve emeği oldukça fazla Hüsna'nın. Oğuzhan ise Kayseri'de öğretmen. İlk bebeklerini kaybetmenin hayal kırıklığından sonra ikincibebekleri Baturalp dünyaya geldi. Çok sık olmasa da arada haberleşiyoruz. Kamil öğretmen ise Çorum'da ve bir kızının olduğunu duydum.demem şu ki her birimiz yurdun bir köşesinde...
En çok görüştüğüm Meryem. Daha dün konuştuk. İstanbul'da yaşıyor. Bilirsin zordur İstanbul'da yaşamak. Onunki daha da zor diyebilirim. Korktuğu gibi kalabalık bir ailede yaşam mücadelesi veriyor. Hem evliliğe hem de İstanbul'a alışamamış. Kardşi ceylan Gaziantep' te okuyor. Türkçe öğretmeni olacak; öyle gururlandım ki... Biliyorsun ilkokul birinci sınıftayken ona Türkçe'yi biz öğrettik.
Nereden nereye... Hayatın arka penceresinden gördüklerimi asla unutmayacağım!