Mehmet Akif yazma mesaisinin büyük kısmını nazma harcamış bir fikir adamı olarak tabiatıyla daha çok şiirleriyle öne çıkmış onlarla anılmış onlarla anlaşılmaya çalışılmıştır. Ancak her ne kadar şiirini fikrin emrine vermiş Sezai Karakoç'un ifadesiyle edebiyatımızda "şiirle düşünme" kapısını açmışsa da onu tek tarafıyla irdelemek bu irdelemelerden çıkarılanlarla değerlendirmek en azından bizi bütüncül bir bakış açısında alıkoyar.
Akif'in yaşadığı dönemin tarihi ve sosyal şartları onu şiirlerinin yanı sıra makaleleriyle çevirileriyle vaazlarıyla da gayret göstermeye iter. Hatta o dersleri sohbetleri ve mektuplarıyla da aydın sorumluluğunun gereklerini yerine getirmeye çalışır. Açıklar savunur tenkit eder uyarır yakarır... Amacı aydınları ve halkı uyarmak kötü gidişi durdurmak idealist yeni nesillerin yetişmesine zemin hazırlamak böylece geleceği yeniden inşa etmektir.