"Anaksagoras'a göre yeryüzü nasıl oluştuysa yıldızlar ve gezegenlerde aynı şekilde oluşmuştu ve hepsi aynı maddeden yapılmıştı. Güneş de yaklaşık Mora Yarımadası büyüklüğünde akkor durumuna gelmiş kızgın bir maden kütlesiydi. Oysa Yunanlılara göre Güneş yani Helios her sabah arabasına binerek gökyüzünü dolaşan bir Tanrı'ydı. Anaksagoras açıkça Tanrı'yla alay ediyordu. Anaksagoras bununla da kalmamış; evrenin başlangıcını Tanrılarla açıklamanın yersiz olduğunu başlangıçta herşeyin karmakarışık durumda bulunduğunu öne sürmüştü.
Evrendeki düzen ve uyumdan sorumlu olan Nous bilinçli bir erekle evrenin oluşumunu sağlamıştı. Bu kadarı da fazlaydı ama Tanrıların işine karışılır mıydı?"
Geçmişle gelecek umutla kaygı düşle insanın içsel telaşının iç içe geçtiği ilginç bir serüven okumak isterseniz "Kitaplık Büyücüsü" tam size göre...