Zengin bir ailenin çocuğuydu. Issız bir fiyord yamacına yaptırdığı kulübede inzivaya çekildi. Toplum yaşamına dönesinin ardından babasından kalan serveti dağıttı. Çok mutsuz oldu sık sık intiharı düşündü. Akademiz felsefe düşüncesine karşıydı. 1950'de kanser olduğunu öğrendi. Ona göre felsefede çözülecek bir problem kanıtlanacak bir teorem sınanacak bir varsayım yoktu ve dedi ki: "İnsanlar iyiye doğru götürülemezler; ancak şuraya buraya götürülebilirler. İyi olgu uzamının dışında yatar...
Tohumu topraktan çekip alamazsın Yapabileceğin yalnızca ona ısı nem ışık sağlamaktır; kendi kendine yetişmek zorundadır...
Çocuk kötüdür ama kimse ona başka türlü olmayı öğretmez ki; anası-babası da gösterdikleri budalaca yakınlıkla daha da beter ederler onu...
Bir insan kilitli olmayan ama içeriye doğru açılan bir kapıyı boyuna itiyor çekmek aklına gelmiyorsa odada hapistir...
Ancak çok mutsuz bir insanın başka bir insan için üzülmeye hakkı vardır...
Kişi yalnızca en korkunç acılar içindeyken yazmalı- o zaman bambaşka bir anlamı olur yazdıklarının. Ama bu yüzden bu yazılanı da kimse bir doğrudur diye alıntılayamamalı; meğer ki bu söylerken kendisi de acı çekiyor ola."