Paul Johnson yaratıcı ruhların çarpıcılığı ve üretkenliği üzerine yazdığı denemeleriyle Chaucer Shakespeare Mark Twain ve T. S. Eliot'tan Dürer Pugin ve Viollet-le-Duc'e kadar bir dizi yaratıcı ismi sıradışı yanlarıyla ve bilinmeyen özellikleriyle gözler önüne sererken okuyucuyu tarihin arka sayfalarında uzun ve meraklı bir yolculuğa çıkarıyor.
Jane Austen Madame de Staël ve George Eliot'ın erkeklere ait bir dünyada seslerini duyurmak için başvurduğu farklı yolları anlatırken Louis Comfort Tiffany onu cam yapma teknolojisi ve modada estetiğin trajik saplantılarına götürüyor.
Victor Hugo şu soruyu sorduruyor: "Yaratıcı deha düşük zekâ ile birarada var olabilir mi?"
Ve sıra Johann Sebastian Bach'a gelince yaratıcılıkta genetiğin rolüne odaklanma ve kilise orgunun tuhaf dünyasını keşfetme fırsatı veriyor.
Johnson bazı denemelerinde aydınlatıcı karşılaştırmalar yapıyor: Turner ile döneminin Japon üstadı Hokusai ve iki büyük moda tasarımcısı Balenciaga ile Dior.