Osmanlı toplumu ve bütün insanlık eşi görülmedik bir dönüşüm projesi olan modernite ile karşılaşınca geleneksel tepki ve korunma mekanizmaları bir anda anlamsızlaşma sürecine girmiştir. Farklılığını ve üstünlüğünü her seferinde hissettiren Osmanlı toplumsal tahayyülü de modernizmin ürettiği dayatmalar karşısında kendi gerçekliğinden şüpheye düşerek asırlarca küçümsediği Batı ile yeni kendi varlığına meydan okuyan yeni yapı ve değerlerle eklemlerine sürecine girmiştir. Bu sürecin tarihsel plandaki yansımaları bugüne kadar uzanan bir çizgide "Batı ile birlikte hareket etme" "Küreselleşme" veya "Glolballeşme" şeklinde kendisini yeniden üretmektedir. Batı dünyası ile eklemlenme bağlamında 19. yy.dan bu yana devam eden süreç "sancılı" bir biçimde devam etmektedir. Sancının kaynağında ise "Batılılaşma ve Din" dilemması yatmaktadır. Geçmişten günümüze bu sancılı süreç hala devam etmektedir. Elinizdeki eser Türk toplumunun yaşadığı sancılı süreçten yani ikilemden kurtulmak için giriştiği tarihsel serüveni anlamaya yönelik bir katkıdır.