"Dönüşü Olmayan Yol" romanı 1950'lerden günümüze uzanan süreçte üç kuşağın serüvenidir.
Kırsaldaki çetin yaşam koşullarının anlatıldığı orada yaşayanların ekonomik ve sosyal yaşam açmazları; varsılların yoksullar üzerindeki baskılı sömürüleri; en önemlisi töre denen kalıplaşmış kangren olmuş gelenek ve göreneklerin kıskacındaki bunalmış yoksul kesimin ezilmişliğin uzun soluklu anlatımıdır.
"Dönüşü Olmayan Yol" romanını okurken kimi yerde üzüleceksiniz öfkelerine-kinlerine; kavgalarına-dövüşlerine...
Alkış tutacaksınız yaşam denen o bilmecenin içinde eğilip bükülmeden dik duruşlarına direnişlerine...
Sabırla "koruğun üzerine dönüştüğü" gibi bu serüven Dönüşü Olmayan Yol'da bütünleşmiş vücut bulmuştur.
Gözlemleri betimlemeleri ile dili besleyen ulusal bilincin oluşturduğu özdeyişler ile özdeşleşip sürükleyici akıcı bir çırpıda okunup bitirilecek bir romandır.