"...Gerçekten o köylü gençlerin enstitülerin verdiği çağdaş ve çok başarılı eğitimi aldıktan sonra daha gerçekçi bir deyişle gerçek birer aydın olduktan sonra yirmi yıl gibi uzun bir süre köyde kalmalarının insan doğasına aykırı olduğunu düşünüyorum. Ve bu nedenle bir kez daha yineliyorum aydınlanmış köylü köyde kalmaz kalamaz.
Gerçekten Darwin'in Evrim Teorisi'ni özümseyen Marks'ın Kapital'ini okuyup irdeleyen Freud'u anlayan Homeros'un İlyada'sını belleyen genç adamı köyde tutmanın olanağı var mıdır? Bu denli bilgi ve birikime ulaşmış bir insan köyde ırgat Ali çoban Mehmet ya da köy ağası Hüsmen Ağa ile mi söyleşip dertleşecek? Yüreğindeki coşkuyu beynindeki birikimi kime nasıl aktaracak? Marks'ı köyün ağası ile mi tartışacak? İlyada'yı çoban Ahmet'e mi okuyacak? Mozart'ın konçertolarını kiminle paylaşıp dinleyecek?"