Ortaçağda Hermes zaman zaman Mısırlıların Thoth'u İbranilerin Enoh'u eski İranlıların Huşeng'i veyahut Müslümanların İdris nebisi ile bir tutulmuştu. Hangi coğrafyada olursa olsun bu insanlar onu insanlığa ilâhi mesaj getiren ve ilimlerin kurucusu bir peygamber olarak görmüşlerdi. Fakat "Hermetizm" adıyla anılan ekol ancak çok daha sonraları Mısır ve Grek geleneklerinin İskenderiye'de birleşmesinden sonra vücuda gelecektir. Bu farklı isimler altında anılan şahsiyetin aynı kişi olup olmadığı müellifler indinde ihtilaflıdır. Bazılarına göre tek bir Hermes'ten bahsedilemez çünkü Hermes bir isim değil bir sıfat bir lakaptır. "Buda" gibi "Manou" gibi bir cins isimdir. Tek bir kişiye değil de Hermetizm konusu altına giren ilimlerde önder olan birçok kişiye bu adın verildiği görülmektedir. T. Burckhardt'a göre "Hermetizme yeni bir ruhani eksen veren daha doğrusu son dönem Hellen natüralizminin boğmasından kurtararak onun orijinal yapısını tam manasıyla yeniden kuran İslami inancın ezoterik tefsiri olan Vahdet-i Vücut doktrini olacaktır".
Bu çalışmada yazar "Hermes" figürünün İslam düşüncesinden görünümünü incelemekte ve günümüze kadar tesiri süren bir akım olan Hermetizm'in kayıp sembolizminin aranabileceği bir yer olarak İslam ezoterizmi ile irtibatını ortaya koymaktadır.