Şairin ilk dizeyle uyandığına şiirin imgeyle hayat bulduğuna inanırım. İlk dizeden son dizeye yaratmanın tüm evrelerinde tanrı dahil şair en az iki kişidir; sözdizimi ve ritim bilinç ve imgelem özyapı ve metafor iç içeliğinde şiir de öyle! Yaşıtlarına göre biraz gecikmeli olarak "Sağanak şimdi" adlı ilk kitabıyla çıkagelen Vural Uzundağ'ı dura dinlene okuduğumda şair-şiir ilişkisini yeniden hatırladım. Genellikle ilk kitaplar çabucak bitmiş izlenimi veren ve yaşam acelecisi şiirlerle doludur. Bu durum Uzundağ'da biraz farklı; sanırım her şeyden önce şiir zekâsı imgelem gücü buluşları ve geleneksele yaslanaraktan Edip Cansever'den Behçet Necatigil'e biçim ve biçemde kazandığı deneyleri kendi şiirine yedirmedeki ustalığıyla diğerlerinden ayrılıyor. Sanki acemiliğin çocuk aynasını daha ilk kitapta kırmış gibi bundan olacak "yanılgı defteri" tüm sözlerini nar mürekkebiyle yazar gibi. Şiire inandığı ölçüde nara ve mürekkebe inanması en şair yanı; bir on yıl kendine ve defterlere buradan akacak. Şimdilik "Lav ve Fügler" "İntiba" ve "Fırtına Hevesi" şiirleriyle bende kalan Uzundağ'ı yeni ve özgün şiirler adına daha uzun yıllar takip edeceğim.
Hüseyin Alemdar