bazen
içinden bir sayı tutup
yalınayak geriye saymalı.
geriyi sarmalı bazen en soğuk yanından
kafiyelere gizlenmiş dalgalarından sebep rüzgara salınmalı sözcükler
hani zamansız satır atlar gibi kekeme bir dudakta
adını koyar gibi henüz doğmamış bir bebeğin rengini seçen kundakta
boyamalı gökkuşağını sonra: kırmızıdan beri mordan öte...
güneşin düştüğü yerden dökmeli yağmurları
dolmalı kaldırımlar dolduğu yerden boşalmalı
dolup dolup boşalmalı: ayak izlerini döner gibi gerisin geriye
kırmızıyı siler gibi gecesinden siner gibi sessizliğine ağır gelen hüznün tiz sesinden...
hani diyorum ki bazen
sesi leylak moru nefesi hazan bir adamın göğsüne düşürüp başını temize çekmeli son noktasından alın yazını
içinden bir sayı tutup
geriye saymalı geriyi sarmalı en ıssız köşesinden
yıldızları toplamalı gözlerine silinmesin diye olanca parmak izi
içini bir sayıdan tutup düştüğü yerden eteklerine toplamalı güneşi
savurmalı eteklerini rüzgara ardından döne döne:
silinmesin diye dünün o gizi suyu kırmalı taşlara soğuyan dudaktan güne.
onu diyorum işte bazen yalınayak geçtiğin ıslak bir kaldırımdan topladığın yaprakları boyamalı üşüyen dallara
bastığın yerden doğurmalı hayat kendini dalga dalga durulmalı.
Su Kırılmalı.