Artık ekonomilerin kaderini sermaye belirliyor ve sermaye sınır tanımıyor. Küreselleşme dediğimiz de bu. Küreselleşme olgusu kültür ve politika çerçevesinin dışında asıl ekonomide geçerli. Sermayenin tek ve küresel bir mantığı var ve buna da şimdilik herkes uymaya mecbur. Tüm ülkelerde amaç sermayeyi ürkütmemek ve ekonomilerini dünya ekonomisine entegre hale getirebilmek.
Dünya küreselleşirken Milliyetçilik de şu talebe çözüm bulmalıdır: Yeni oluşan bir dünyaya anlam kazandırmak ve yıkılan toplumsal dengeler karşısında yeni bir kimlik bulmak.
Bütünleşme; dil eğitim ve iletişim düzeyinde gerçekleşecek böylece ulustaki her ferde fırsat eşitliği sağlayacaktır. Bu yüzden hem eşitsiz gelişmeye karşı kalkınmacı hem parçalanmaya karşı bütünleşmeci hem de kutuplaştırmaya karşı sosyal adaletçi bir milliyetçilik projesi gündeme gelir.
Bir toplum ulus olduğunu düşündüğü zaman ulus olma yolunda en önemli adımı atmış sayılır. Aynı şekilde bir uluslarüstü bilinç özellikle iktisadi sosyal ve teknolojik gelişmelerle desteklendiğinde ulusal farklılıkları aşabilir ve bir ulusun oluştuğu biçimde oluşabilir.