19. ve 20. yüzyılda yaygın bir uygulama alanı bulan milliyetçilik düşüncesi özellikle I. Dünya Savaşı'nın ardından dağılan imparatorluk enkazı üzerinde yükselen ulus devletlere zemin hazırladı. Gürültüyle çöken imparatorlukların tahakküm alanlarında bulanan çeşitli uluslar yaygın milliyetçilik akımlarının etkisiyle kendi ulus devletlerini kurma mücadelesi içine girdiler. Bu mücadelenin tetikleyicisi olan milliyetçilik olgusu aynı zamanda kurulan genç devletlerin ideolojik dayanağı da oldu. Çağın belirleyeni olan milliyetçilik kurulan her yeni ulus devlette ideolog/ideologlar tarafından kurucu unsur olarak görülen milletin "kendine özgü şartlarına" göre teorize edildi.
Almanya doğumlu İsrailli akademisyen Uriel Heyd elinizde tutuğunuz bu önemli eserinde modern Türkiye Cumhuriyeti'nin millî dayanaklarını Türk milliyetçiliğinin ideolojik altyapısın temellendirdiğini söylediği Ziya Gökalp üzerinden irdeliyor. Bir tür "kurucu baba" figürü olarak yansıttığı Gökalp'i modern Türkiye Cumhuriyeti'nin ideolojik temellerinde merkezî bir noktaya (tartışmalı olarak) yerleştiriyor.
"Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri" modern Türkiye Cumhuriyeti'nin "resmî ideolojisi" üzerine yurt dışında kaleme alınmış olan en önemli (ve henüz aşılamamış) eserlerden biri olma özelliğini İngiltere'de ilk olarak yayına hazırladığı 1950'li yıllardan beri korumaktadır. Öyle ki bu eser incelenmeden Türk milliyetçiliği üzerine herhangi bir çalışma yapılamayacağını söylemek abartılı olmayacaktır.