İstanbul tarih boyunca gerek Doğu ve gerekse Batı dünyasında dini ve siyasi açıdan çok önemli bir yere sahip olmuştur.İki kıtanın geçiş yerinde ne tam Doğu'ya ne de tam Batı'ya ait bulunan bu şehir her iki medeniyetin adeta bir temsilcisi olarak asırlarca süren farklı bir misyonu ruhunda taşımış ; her iki medeniyetin mensuplarınca değişik amaçlarla fakat sonuçta benzeri algılayışlarla ilginç bir tarihi geçmişten süzülüp gelmiştir. Yerleşme tarihinin çok eskiye gittiği yeni yapılan kazı çalışmalarıyla artık tescillenmiş olan şehrin bir imparatorluk merkezi olarak ortaya çıkışı aynı zamanda dini ve siyasi bir ideolojinin yerleşmesine de zemin hazırlayarak her iki dünyanın yani Doğu ve Batı'nın temsil ettiği fikri temelleri belirlemiştir. Pagan kökenli değil " Hıristiyan" Roma İmparatorluğunun bilinçli şekilde kurulmuş ilk başkenti olmakla önemli bir dini merkez konumu asla unutulmayan İstanbul onun karşıt cephesini temsil eden Müslümanlarca da peygamberlerinin hedef gösterdiği hakkında birçok efsanenin oluşturulduğu mukaddes bir yer hüviyetine bürünmüştür.
Bu kitapta İstanbul tarihinin kadim asırlardan zamanımıza kadar ulaşan süreçteki serüveni her biri ciddi araştırma mahsulü olan makaleler bağlamında ortaya konmaktadır.