Günümüz Türkiye'sinde kentler karşılaştıktan küresel ulusal ve yerel etkilerle değişmekte ve yeni risk koşulları aracılığıyla dönüşmektedir. Bu dönüşün sürecinde kentlerde yaşanan değişimler risk koşullarının oluşturduğu radikal dönüşümlerin derin anlamlarına yakından bakılmasına ve araştırılmasına ihtiyaç vardır. Yeni kent yapılarında risk algısı ve belirsizlik ortamları bu yakından bakmanın önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Sorun çeşitli sosyolojik kategorileri kullanarak yeni kentlilik ve yeni güvenirlik ilişkilerini sosyolojik olarak sorgulamak gerçeğinde şekillenmektedir. Yeni kentleşme biçimlerinin getirileri ve geleneksel bağların bu yeni kalıpla nasıl taşıdığı ele alınmalı birlikte yaşayabilme dayanışma örüntüleri geleneksel kalıpların risk algısına dönüşme biçimleri kaygı ve belirsizlik içerisinde kentlileşme kalıplan kuralsızlık ve yeni kentlilik kavranılan eski söylemlerin birikiminde yeniden okunmalıdır. Bu okuma kentsel yoksulluğun görüntülerini derinlemesine ele almalı kurumsal olarak ve sistemin içinde yer almanın çeşitli kuralları bütün yönleriyle araştırılmalıdır.