Amerika'nın bilinen ve bilinmeyen yönlerini hastane süreciyle birlikte ele alan tamamen yaşanmış olayların anlatılığı gerçek bir hyat hikayesi...
Başak 33 yaşındaydı. Hamileydi. Amerika'ya ilk gidişiydi. Henüz 11 eylül olmamıştı. Henüz oğlu da dünyaya gelmemişti. Sonra her şey Başak'ın Amerika'ya gidişini bekliyormuşçası'na gelişmeye başladı. Önce 11 Eylül sonra oğlu Mete. Hastanede herkesin seslendiği haliyle Mimed. Ardından Mete'nin beklenmeyen rahatsızlığı ve hastane serüveni...
"Henüz beş günlük bebeği yoğun bakımda yatıyordu ve doktorlar ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. En az on doktor vardı bebeğin başında. Yoğun bakımdakiler tabanı yanmış gibi sağa sola koşuşturuyorlardı. Bebeğin minik vücuduun her tarafında kordonlar tüpler serumlar... minik ciğerlari oksijen tüpüyle nefes alıp veriyor. Naıl olur ki bu... oğlu naıl bir saat içinde aniden bu hale geldi ki?"