İbrahim (a.s) Babil'de doğmuştur. Tarihçi Yakut Babil'i tasvir ederken şöyle der: "Orası Dicle ile Fırat arasındadır ve oraya Sevad denmektedir. İbrahim'in doğumu Kral Kûş oğlu Ken'an oğlu Nemrud zamanındadır."
Babillilerin birçok tanrıları vardı her şehrin o şehri koruyan bir ilâhı vardı. Resmî olarak her ne kadar en büyük ilâha tapıyorlardıysa da her köyün ve çiftlik halkının tapındıkları küçük tanrıları da vardı. Küçük tanrılar büyük tanrıların suret ve sıfatları olarak yorumlandıktan sonra tanrıların sayısı yavaş yavaş azalmaya başladı. Neticede Babil Tanrısı olan Marduk Babillilerin en büyük tanrısı oldu.
Krallar tanrıların affına şiddetle ihtiyaç hissederler onlar için heykeller diker onlara çeşitli eşya yiyecek ve şarap takdim ederlerdi.
Çeşitli tanrıların hâkim olduğu ve ibadet için heykellerin dikildiği bu ortamda Allah İbrahim (a.s)'e rüşd ve yüce gerçeği ihsan etti. Akl-ı selimi ve Rabbinin vahyiyle Allah'ın birliğini ve bu kâinata O'nun hâkim olduğunu idrâk etti.