Hüseyin ve Mezar Kazıcı Mahdumları kitabı uzun ve tek bir öyküden oluşmaktadır. Kökenini bir mitostan alan bir kehanetin Hüseyin ve ailesinde trajediye dönüşmesi anlatılıyor. Öyküde kendi yazgılarını ve özgürlüklerini yaşamak isteyen Fazlalıkları Atma Kulübü üyelerinin ve yalnızca karnını doyurma derdi olan mezar kazıcı mahdumların rastlaşması bu ilişkinin bir cinayetle gün yüzüne çıkması ve sorgulanması konu edinilmiş. Eserde kahramanların kişiliğinde şiddetin efendiliği yüceltilerek değer yıkıcılığı kutsanırken kişilerin yeni tutsaklıklara kapamalara şiddete maruz kalmaları ilginç ayrıntılarla gösteriliyor. Karakterlerin özgürlük dedikleri boyunduruksuz tutkuların peşi sıra koşarken hiçliğin sınırında kendi kudretleri ile yüzleşmeleri sürecinde gelişen serüven içinde kişilerin ruhsal çelişkilerine ayna tutulmasıyla derinleşen trajedileri betimleniyor. Bazen nefesleri tükenecek kadar atak ve gözüpek olanların gerçek karşısında diz çökmeleri ve acı ile kuşanmış varlıklarının sınırına geri çekilmeleri anlatılıyor. Sert ve coşkulu konuşmalarla esrik ve boyunduruksuz geçen birliktelikler sonrası herkesin kendi yükünü sırtladığı ve herkesin kendi zorunlu sonunu yaşamakla yükümlü olduğu gerçeği kesintisiz yüzleşmelerle imleniyor. Yazar; özgürlük zorbalık gelenek devrim ironi kahkaha başkaldırı teslimiyet sadakat aldatma duygularının ete kemiğe büründüğü bir kurgu tasarımıyla yeni deneylere girişirken zorbalığın tahakkümünü okurun üzerinde hissettirerek onu sürekli yoğun biçimde düşündürmeyi suç ceza vicdan pişmanlık ve adalet kavramlarının öyküde yeniden tartışılmasına okuru kendi içinde etkin biçimde katmak üzere kışkırtmayı amaçlıyor.