KESK'i oluşturan sendikalar zor şartlarda kuruldu. Sendika kurucuları ve sendika üyesi çalışanlar hakkında onbinlerce dava açıldı. Sürgünler ölümler tutuklamalar ve idarî cezalar "fiilî ve meşru sendikacılık" mücadelesini engelleyemedi. KESK'i oluşturan sendikaların üye sayıları yüzbinlerle ifade edildi. KESK'i oluşturan sendikalar "yüzbinlerce" sendikalıyla eylemler yaptılar. Bütün bunların ardından KESK kuruldu.
Peki KESK'in yüzbinlerce üyesine ne oldu? KESK'i oluşturan sendikaların "fiilî ve meşru sendikacılık" mücadelesi neden akamete uğradı?KESK kendine has "fiilî ve meşru sendikacılık" hukukunu askıya alarak devlete has hukuku mu hayata geçirdi?Bir sendikal örgütün çalışmaları nasıl değerlendirilebilir? En sağlıklı değerlendirme yöntemi örgütün ne yapmaya çalıştığından ve neleri talep ettiğinden başlamaktır.Örgütün ifade edilen amacı ve bu amaca yönelik somut talepleri ne kadar ciddidir? Bu amaç ve talepler mevzuattaki bazı zorunluluklar nedeniyle "öylesine" mi formüle edilmiştir; yoksa gerçek amaç ve talepler mi ifade edilmiştir?