Her dönemde önemini koruyan bir konu olan "işyerinin devri" 4857 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile AB mevzuatına paralel bir düzenlemeye konu olmuştur. Konu çeşitli yönleriyle düzenlenirken uygulama zorlukları AB üyesi ülkelerin iç hukuklarında ve birlik düzeyinde tartışmaları beraberinde getirmiş yorum farklılıkları Adalet Divanı Kararlarıyla giderilmeye çalışılmıştır. Kuşkusuz Türk Hukuku bakımından da aynı sorun ve zorluklar geçerlidir. Alışılagelmiş işyeri kavramının devir bakımından gösterdiği özellikler devirde işilişkisinin sözleşmeden doğan hak ve borçların devamı ve korunması yolundaki yeni düzenlemelerin uygulamaya yansıması konunun AB mevzuatı ile birlikte ele alınması ve bu konudaki temel esasların belirlenmesini gerektirmektedir. Mevcut çalışmada konu teorik esasları ile ele alınarak mümkün olduğunca uygulamada çıkabilecek sorunlar irdelenmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede yaygın bir içtihat bulunmayan devir kavramı incelenerek devirde tarafların fesih hakkına ilişkin esasların saptanması amaçlanmıştır.