Mehmet Reşat'ın tahta geçtiği günlerde doruğa ulaşmış siyasi keşmekeş ortamında padişahlık otoritesini kullanmasına hiçbir şekilde izin verilmedi. Buna karşılık köklü değişikliklere askerî yenilgilere ve düzensizliklere yol açan sayısız yasayı hükümet kararnâmesini irade-i seniyye-yi farkına vararak ya da varmaksızın kendi imzasıyla yürürlüğe koyan padişahın ne toplumsal ne siyasal ve ne de askerî gelişmelerle bir ilgi ve bilgisi yoktu. Ama herkesin "Hürriyet" gerekçesiyle bağırıp çağırdığı kimsenin görevine zamanında gitmediği vapurların tramvayların zamanında gelip gitmediği mebusların bile "teneffüshânede" oturup celselere katılmadıkları bir dönemin başlayışında onun güleç yüzünün unutkan öfkesiz iyimser mütevekkil masum iç dünyasının herhalde büyük rolü vardı.